"DİYANET İŞLERİNİN KALKMASI LAZIM"

İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık, Türkiye'de dini hayatı organize eden Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aslında 'Nusuk İşleri Başkanlığı' olarak nitelenmesi gerektiğini kaydetti.

19 Mart 2014 Çarşamba 12:33
"Türkiye hiçbir zaman laik olmadı. Devletin güdümüne bir din verilmiş oluyor. Devletin dini belli. O dini biçimlendiriyor, sahasını çiziyor“ diyen Eliaçık hoca, " Din böyle yaşanacak, din budur diyor. Bunun dışındakileri sapkın ilan ediyor. Dolayısıyla bu resmi din olmuş oluyor. Bunun illa anayasaya girmesi gerekmiyor. Siz şu anda Diyanetin çerçevesini çizdiği bir dini Türkiye’ de görüyorsunuz . İslam’ın ritüellerini esas almışsın. Diyanet İşleri Başkanlığı ‘Nusuk İşleri Başkanlığı’dır benim gözümde. İslam’ın içinde ritüeller vardır. Bunlara nusuk denir. Bunları yapmayı, yürütmeyi esas alıyor. Camiler, cenazeler, mezarlar, kandil geceleri, oruç, hac… bunların düzenlenmesi ile ilgili bir görev verilmiş. Denmiş ki “din bu kadardır.” Halbuki dinin asıl mesajı mülkiyet ve adalet konusundadır. Bu hususta dine hiç danışılmıyor . Tamamen dinin dışına çıkarılmış nerdeyse. CHP’nin din anlayışı ile muhafazakarların din anlayışı aynı fazla bir fark yok. Şimdi zamanı ‘Bu Allahın zamanı’ ‘bu bizim zamanımız diye bölemezsiniz. İslam’da tevhid vardır. Ama devletin yapacağı şeyler vardır. Karışacağı işler vardır, karışmayacağı şeyler vardır. Her şeyi çorbaya çevirmenin alemi de yoktur. CHP’nin din anlayışı mevcut diyanet teşkilatı çerçevesinde oluşuyor. Çünkü tek parti CHP iktidarı döneminde diyanet işleri oluşturulmuş, dine bir rol biçilmiş. Bunda bir değişiklik yok. Ben diyorum ki bunun esastan değişimesi lazım" şeklinde konuştu.

DİYANETİN KALDIRILMASI LAZIM...
Diyanet teşkilatı gibi bir teşkilatın olmaması gerektiğini kaydeden Eliaçık hoca, sözlerini şöyle tamamladı: " Diyanetin kalkması lazım. Devletin İslam’ın adalet, paylaşım ve bölüşümle ilgili esaslarını ciddiye alması, rehber kabul etmesinde bir mahsur yoktur.Diğerleri de bakması gerekir. Diyanet teşkilatının görevi İslam’ın yaşanmasını sağlamak değil; İslam’ı kontrol etmek oluyor. ‘Yer altına inmesin, devlet için tehlikeli hale gelmesin’ amaç bu. Aksine yer üstüne çıkması da böyle olmaz. Özgürlüğe itelemekle olur. Serbest bırakmakla olur. Bırakın tekkeler de açılsın, dergahlar da açılsın, Alevi cem evleri de açılsın, Sünni dergahları da açılsın… Kendileri içerisinde rekabet etsinler. Birbirlerini güzellikle ikna etmeye çalışırlar. Dinin hakikati ortaya böylece ortaya çıkar. Serbest ortamda, sivil toplumda güzellikle tartışarak, en güzel şekilde anlatacağız başka yolu yok. Bunların eline devlet gücü, devlet sopası, arkasında donanma, emrinde devletin hazinesi olmasın yeter. Devlet şiddete başvuran, yanlış işler yapmaya kalkan, zorla rekabet ettiği anlayışı ortadan kaldırmaya çalışının ‘tak’ diye ensesine yapışsın yeter. Aksi takdirde yer altına ittiğiniz zaman daha büyük sorunlar ortaya çıkıyor.”

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 19.03.2014 12:35
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol