'DEVLETİN GÖREVİ NAMAZ KILDIRMAK DEĞİL...'

İhsan Eliaçık hoca, Türkiye'de laiklik tanıtımın yeniden yapılması gerektiğini belirterek, " Üç ayrı tanım var. Bunlardan ikisi de sorunlu. Aslolan üçüncüsünü uygulamak' dedi.

21 Temmuz 2017 Cuma 02:17

" Şimdi ‘Özgürlükçü Laiklik’ tabirini kullanıyoruz, eğer özgürlükçü laiklik olursa bunun bizim inancımızla bir sorunu olmaz. Peki bunun öbüründen farkı nedir? Üç tür laiklik tanımı var, bence bunların üçüncüsü doğru. Birincisi; din ile dünya işleri ayrı olmalıdır. Böyle olunca din dünyadan tamamen dışlanıp vicdanlara, tapınaklara hapsolmuş oluyor. İkincisi; din ile devlet işleri birbirlerinden ayrılmalıdır. Yani dünyada din olabilir, toplumda din olabilir, evde yaşansın, mahallede yaşansın ama devlet işleriyle din işlerinin ayrılması lazım diyen bir görüş var. Bunların ikisi de yetersizdir. Bunlardan ziyade üçüncüsü daha var, bunu da ben tanımlıyorum. Laiklik denilen şey burada kemale ermektedir. Şimdi birincisinden ve ikincisinden dindarlar çok rahatsız olurlar. Birincisinde der ki; din ile dünya işleri birbirinden ayrılmalıdır. O zaman bu din bu dünyada bize niye verilmiştir? İkincisinde ise; din ile devlet işleri ayrı olmalıdır, deniyor. Peki o zaman öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, zulüm etmeyeceksin diyen dinin emirleri devlet için de geçerli değil midir? Nasıl ayrı olacak? Mesela ayette rüşvet yasaklanmıştır. Bu ayet devlet için geçerli değil midir? Hükmedince adaletle hükmedin diyor. Sen bununla devleti nasıl ayırırsın? En doğru tanım, laiklik veya özgürlükçü laiklik, dinin itikat, ibadet ve tarihsel hükümlerinin devletten ayrı ama özellikle devletle ilgili evrensel değerlerinin aynı görünmesidir. Yani devlet konusunun ibadet işleriyle ayrı olması, ama hükümsel konularda aynı olması gerekmektedir. Mesela bir devletin görevi adaletle hükmetmek olmalıdır, halka namaz kıldırıp oruç tutturmak, din dayatmak olmamalıdır. Emeğin değerini korumak evrenseldir, ancak hırsızlık yapanların elini kesmek tarihseldir. Devlet burada evrensel olanı uygulayabilir, tarihsel olanı değil. Biz burada emeğin değerini el kesmeden de koruyabiliriz. Buna dinamik şeriat diyoruz. Rüşvet yemeyeceksin, adaletle hükmedeceksin, çalmayacaksın, öldürmeyeceksin, yalan söylemeyeceksin vb. gibi hükümler evrenseldir ve devlet tarafından benimsenmelidir. Din ile devlet burada örtüşmelidir, aynı olmalıdır. Böyle olduğu zaman hem din ile devletin aynı olmasından rahatsız olanlar, hem de dinimizi devlet düzeyinde yaşamak istiyoruz diyenler tatmin olacaktır, ikisi de istediğini alacaktır."
 

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 21.07.2017 02:28
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol