İhsan Eliaçık hoca, Peygamber'in yaşamının ve yaşamında yaptıklarının herkes için örnek teşkil etmesi gerektiğini söyledi. Eliaçık hoca, " Toplumda ne varsa çıksın ortaya, herkes çıksın konuşsun eğer toplum akli selim ise doğruyu bulacaktır. Bakın (Zümer süresi 18. Ayet) Kuran’da düşünce özgürlüğünün teminatı diyor ki ‘Onlar sözü dinlerler ve güzel olana uyarlar.’ Herkes söylemeli, herkes konuşmalı, en saçma fikir dahi söylenmeli, söylenmeli ki saçmalığı ortaya çıksın. Üzerinde yaşadığımız ülke günde 5 vakit ezan okunan, halkının % 99 Müslüman olduğu söylenen, cumhuriyetin kurucusu Atatürk hakkında koruma kanunu olan bir ülke.. O zaman bu memlekette ezan, Allah, peygamber, Müslümanlık ve Atatürk gerektiğinde şok eleştirilerle eleştirilemediği sürece burada ifade özgürlüğü yok demektir. Bu kadar açık. Şimdi biz bunu nasıl sağlayacağız, memleketi buna doğru nasıl ilerleteceğiz?
Başbakan ‘hiç kimseyi peygambere hakaret ettirmeyiz’ dedi. Tamam Ahmet Davutoğlu olarak ben bunu anlıyorum, onun duygusunuda paylaşıyorum ama bir başbakan olarak böyle değil de bence şöyle söylemesi gerekirdi: Peygamberi eleştirenler veya peygamber ile alay edenlerin can güvenliği bizim teminatımız altındadır! Özgürlükçü bir ülkenin başbakanı böyle söylemesi gerekirdi. Bu sağlandığı zaman memleket mesafe katetmiş demektir. Kutsallar eleştirilmediği zaman ki kutsalın başında din geliyordur. Atatürkten daha kutsaldır. Kutsal, manevi kutsal , bin yıllık tarih, onbin yıllık tarih, kutsal eleştirilir ise kutsal ile dalga geçildiğinde, alay edildiğinde, peygamber Medine’de en güçlü olduğu halde, kendisi davaları görme makamında olduğu halde kendi çapında yerel bir otorite olduğu halde yanından uzaklaşmış, yanında oturmamış ve herhangi bir ceza öngörmemişse, burada muazzam bir özgürlükçülük mesajı yok mu? Hemde kutsalın içinden. Ben insanlara bunu hatırlatıyorum uyan uyar uymayan uymaz. Kitap da yazılı olan şey bu.” dedi.
yuzdeyuzhaber
Son Güncelleme: 23.01.2015 13:01
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol
İhsan hoca düşünce özgürlüğü ve kutsala hakareti sanırım birbirinden ayırt edemiyor. bir toplumun medeni olabilmesi için elbetteki daha fazla düşünceye saygı ve tahammüle ihtiyacı vardır. fakat eleştiri ve hakareti birbirinden ayırt edemeyenlerin can güvenliği konusundada kimse teminat vermesin ve kimse garanti beklemesin.zira hakaret ağır tahriktir ve hemen hemen bütün dünya ülkelerinin ceza kanunlarında hafifletici sebep sayılır.buradan suçu meşru gördüğümüz gibi bir kanaat oluşmasın.eleştirdiğimiz değerlerin muhataplarını ve hassasiyetlerini göz ardı edersek vermek istediğimiz mesajı veremediğimiz gibi muhatabın òfkesinede maruz kalabiliriz.birde öyle insanlar varki içlerindeki kin ve nefret duygularını kudurmuş kòpek misali topluma yaymaya çalışıyor'ki bu tür yaklaşımları eleştiri kabul etmemiz mümkün değildir.zira eleştiri, düşünce ve davranışın olgunlaşabilmesi için farklı görüşlerin ortaya konmasıdır.
Siz hala hakaret ile düşünceyi aynı sanıyorsanız size ne diyelim. Yani şimdi memleketimizde istediğinize istediğiniz kadar hakaret edebilirsiniz. Serbesttir mi? Diyecekler.
Atatürk'ü koruma kanununun diğer kanunlar gibi AKP döneminde bir işe yaradığı yok, yobaz birileri onu yerden yere vuruyor zaten. İşte bu yobazların pervasızlığı ve saygısızlığı yüzünden o kanun konmuştu...
Bir şeye kutsal anlamı yüklendiğinde düşünce ve zihin kelepçelenir, kutsala tutsak hale gelir. Bu yüzden din de dahil hiçbirşeye kutsal tanımlaması yapılmamalı hatta lügattan çıkarılmalıdır...
İhsan hoca düşünce özgürlüğü ve kutsala hakareti sanırım birbirinden ayırt edemiyor. bir toplumun medeni olabilmesi için elbetteki daha fazla düşünceye saygı ve tahammüle ihtiyacı vardır. fakat eleştiri ve hakareti birbirinden ayırt edemeyenlerin can güvenliği konusundada kimse teminat vermesin ve kimse garanti beklemesin.zira hakaret ağır tahriktir ve hemen hemen bütün dünya ülkelerinin ceza kanunlarında hafifletici sebep sayılır.buradan suçu meşru gördüğümüz gibi bir kanaat oluşmasın.eleştirdiğimiz değerlerin muhataplarını ve hassasiyetlerini göz ardı edersek vermek istediğimiz mesajı veremediğimiz gibi muhatabın òfkesinede maruz kalabiliriz.birde öyle insanlar varki içlerindeki kin ve nefret duygularını kudurmuş kòpek misali topluma yaymaya çalışıyor'ki bu tür yaklaşımları eleştiri kabul etmemiz mümkün değildir.zira eleştiri, düşünce ve davranışın olgunlaşabilmesi için farklı görüşlerin ortaya konmasıdır.
atatürk doğru bir insan deyildi masondur kendisi neyin davasını veriyon kurandan uzak insan.
Sezgin bey hani biz insanızya hani bizi diğer varlıklardan ayıran nedir? Akıl, zeka, düşünebilme yeteneği diyeceksiniz.öyleyse siz mükemmel bir varlıksınız. Mükemmel bir sanat eseri varsa? Mutlaka bunu yapan biri var. Öyleyse biz insanlar nezamandan beri bize verilen bu yetenekleri bize bunları verenin gücüyle kudretiyle kıyas eder olduk? Dahası herşeyi yoktan var edeni ve bütün mülkün yegane tek sahibinden çok bilmeye başladık? Bize yaparmısınız diye rica edilmedi! Emredildi. Ve biz hiçbir ilahi kanunu kabul etmedik bütün kuralları biz koyduk. Hatta insanlık olatak okadar ileri gittikki özgürlük adı altında hayvanları bile solladık. Ebu cehiller gibi kendi ilahımızı gendimiz putlaştırdık. İnsanlıkta edep ve haya diye birşey kalmadı. Geçmişte bunların örnekleri çokdefa geldi geçti hepsi hak ettiğini buldu. Sizinde dünya görüşünüz belli sadece dünya ile sınırlı ötesi yok bukadar dar bir bakış. Saygı duyarım. Saygı duymam inancım gereği sizin düşüncelerinizi kabul ediyorum anlamına asla gelmez. Sizlere karşınızdaki insanlara yobaz deme hakkını kim veriyor? İnsan insanın aynasıdır bakar kendini görür. Bekleyelim görelim RabbulAlemin neyler neylerse güzel eyler.