'BAŞ DİNDAR RTE'NİN MAUN SARAYI'

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk hocamız, Ak Saray'ın " Atatürk’ü israf, lüks, milletin malından saçıp savurma gibi tamamıyle tersi doğru olan iftiralarla karalayan zihniyetin çocuklarının eseri" olduğunu söyledi.

09 Aralık 2014 Salı 14:04
'BAŞ DİNDAR RTE'NİN MAUN SARAYI'

İşte hocamızın o görüşleri:

" Bir Maun harcaması olan ve bu haliyle bir kamu hakkı ihlali oluşturan Maun Sarayı, yıllar ve yıllar Atatürk’ü israf, lüks, milletin malından saçıp savurma gibi tamamıyle tersi doğru olan iftiralarla karalayan zihniyetin çocuklarının eseridir. Bir milletin Kurtuluş ve Aydınlanma savaşını hem de dünyaya karşı vermiş ve başarmış bir önderin, savaş yıllarında karargâh gibi kullandığı ve sonradan cumhurbaşkanı konutuna dönüştürdüğü mütevazı Çankaya Köşkü’nü bir israf ve debdebe arenası gibi tanıtanlar bir de baktık, iki bin odalı Maun ve Karun sarayı için milletin beş katrilyona yakın parasını harcamışlar. Hani bunlar dindardı, ‘Muhammedî sünnete uygunluk’ iddiasında kimselere laf bırakmıyorlardı. Hani, ‘Sahabe-i kiram hazarâtının o kanaatkâr, yarı aç, yarı tok hayatları bunlar için temel örnekti.’ Devleti bunlar yönetseydi, ‘Mustafa Kemal’in israf sofraları’ yerine gariban halk sofralarında karın doyuracaklardı.


Bunların tümü yalan, tezvirat ve aldatma imiş!

Demek ki, bütün o iddiaları, imkânları ellerine geçirinceye kadardı. Mühür ellerine, koltuk altlarına gelince o sözlerin hepsi uçup gitti; yerine tağutlaşmış nefsi emmârelerinin hegemon-yası oturdu. Anlaşılmıştır ki, o dillerine doladıkları ‘sünnet, kanaatkârlık, sahabe’ gibi sözler gırtlaklarından aşağı geçmeyen Allah ile aldatma malzemesidir.

Maun Sarayı sakininin makamında, ama Gazi Paşa’nın o küçücük ‘köşkü’nde, bunlara göre asla dindar olmayan Ahmet Necdet Sezer de görev yaptı. TBMM’nin Köşk için takdir ettiği yıllık bütçenin üçte birini yılsonunda devlete geri verdi. Parayı harcamamış, âdeta esirgeyip tutmuş ve milletin hazinesine iade etmişti. Yerine gelen ‘dindar’ (!) Abdullah Gül’ün durumu şu: Meclis’in takdir ettiği rakamı yılın ilk birkaç ayında harcayıp ek ödenek istedi.



Ve onun ardından gelen ‘baş dindar’ (!) RTE… Aman Allahım! Deniz Feneri hamisi, Kumpas Davaları ‘savcısı’, 17 Aralık kahramanı RTE, ek bütçelerle falan tatmin olamazdı. Onu tatmin için her şeyden önce bir Maun Sarayı gerekliymiş. O yapıldı. Hakka saygılı hangi adamın eli, ‘Asrın Muaviye Sarayı’ da diyebileceğimiz bu kara sarayın bir tuğlasını alıp şöyle bir sıksa avucundan neredeyse mazlumların kanı damlayacak. ‘Garip gureba, fakir fukara’ edebiyatıyla oralara tırmanan ‘müheykel nefsi emmâre’ hazretlerinin, insanlığın önüne koyduğu şu kustu-rucu tezada bakın!
Hep dillendirdiğim tez doğruymuş: “İman imkân yaratır ama imkân iman yaratmaz.”

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 10.12.2014 10:52
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Ismet 2014-12-09 20:40:31

Allahah kaleminizi dahim etsin