'ASRIN YEGANE DAHİSİ...'

11 Ekim 2017 Çarşamba 02:59

“Bir milleti anlamak için, onun liderliğini tetkik etmekten daha isabetli bir 
yol yoktur. Devrimizde kendisinden daha üstün bir başka devlet adamı 
bulunmayan Mustafa Kemal kadar büyük, liyakatli bir insanı, Türkler ender 
yetiştirmişlerdir. Binaenaleyh Türkiye'yi ve Türkleri tetkik için takip 
edeceğimiz en doğru yol, ülkeyi yöneten siyasi insanla işe başlamak ve 
kurtarıcı, öncü, milli kahraman ve beynelmilel devlet adamı olan 
Cumhurbaşkanı'nı tetkik etmek olacaktır.”

*

“Asrı hazırın yegane dahisi, Türkiye Cumhuriyeti Reisi Gazi Mustafa Kemal'dir.”

*

“Türkiye'de işlemekte olan ‘fikir üretim merkezi'ne (think tank) bakarsak… 
Mustafa Kemal'in etrafında topladığı kabine, dünyanın her tarafında benim 
bildiğim kabinelerin en iyisidir.”

*

“Çankaya tepesine ilk çıkışım 1932 yılının tatlı bir mayıs gününde 
olmuştu. Resmi töreni takiben Devlet Başkanı tarafından gösterilen yakınlık 
ve nezaket, benim gibi Washington'da doğmuş bir insana, bizim ‘Beyaz Saray' 
çevresini hatırlatıyordu.”

*

“Köşkün içinde geniş bir hol mevcuttur, kapıları Pompei stilinde, etrafı 
sütunlu bir portik ile çevrilmiş, yukarıdan ışık alan geniş bir pisine 
açılmaktadır. Bu köşkün, medeniyetin en son incelikleri ile döşenmiş 
olduğunu ayrıca izaha lüzum yoktur. Halıların hepsi aynı renkte olup, 
renklerindeki sadelik böyle bir yerde daha şatafatlı manzaralar görmeye 
hazırlanan insan üzerinde çok latif bir sürpriz husule getiriyor. En uzak 
köşede hakiki bir iş adamı bürosunun yanında, Gazi bulunuyor.”

*

“Ortada uzun bir toplantı masası bulunmaktadır, öte baştaki köşede, tam bir 
işadamına yakışacak masanın yanında Gazi durmaktadır. Yüzünde bir yakın dost 
tebessümü vardır.”

*

“Yuvasını bulmuşa benziyordu. Çünkü kütüphanesindeydi. Yaratılış 
itibarıyla daima okumak, tetkik etmek isteyen biriydi. Mustafa Kemal, pek 
sevdiği kitapları, haritalarıyla çevrelenmiş kütüphanesindeki huzur ve 
rahatı hiçbir yerde bulamazdı.”

*

“Haritaları ile çevrilmiş olan Gazi, kütüphanesindeyken kendi muhitindeydi. 
Geniş Anadolu yaylasına karşı bulunan bir rejonajda sayısız kitaplar mevcut 
olduğu görülüyordu.”

*

“Türkiye Başkanı'nın hakiki şahsiyetini keşfetmekliğim ve onu sevmeye 
başlamaklığım ancak kendisi ile yapmış olduğum hususi görüşmelerden sonra 
olmuştur.”

*

“Ne diplomatları, ne de yabancıları… Her ne şekilde olursa olsun asla yalnız 
olarak kabul etmezdi.”

*

“Gazi'nin insanda bıraktığı ilk intiba dikkate değerdir. Gazi'nin arkası 
ışığa dönüktür. Öyle ki, sonradan ister istemez inceleme imkanı 
bulacağınız yüzünün hatlarını tam anlamıyla göremezsiniz. Fakat daha ilk 
bakışta anlarsınız ki, karşınızda sağlıklı, keskin bakışlı, derisi 
pürüzsüz, geniş alınlı bir yüz ve gayet zeki bir kimse vardır. Ve 
birbirinden uzak ve çok derin manalar ifade eden iki güzel göz…”

*

“Mustafa Kemal'in simasında en mesut ifadenin tebarüz etmesini isterseniz, yani 
gri renkte gözlerinin mavileşmesini arzu ederseniz, ona, duvara 
çerçeveleterek astırmış bulunduğu bir vesikanın ne mana ifade ettiğini 
sorunuz. Sualiniz karşısında simasında husule gelecek olan ışığa hayret 
edeceksiniz. Altından bir çerçeve içinde muntazam surette sıralanmış olarak 
som altından Latin harfleri, eski Arap yazısının yerine ikame etmiş olduğu 
yeni Türk alfabesidir. Dünyada bu çerçeve içindeki belgenin bir benzeri 
yoktur ve Mustafa Kemal için özel değeri vardır. Maddi değerlerin çok 
üstünde, paha biçilmeyecek kadar aziz hatıralar taşımaktadır bu belge…”

*

“Hayatımda, meşgul olduğu mevzuyu onun kadar benimseyen ve kendisini o 
mevzunun akışına kaptıran bir insan daha gördüğümü hatırlamıyorum.”

*

“Yalnız öğrenmek arzusu ile titreyen bir tecessüs üzerinde Kemal gibi bir 
zekanın husule getirdiği füsun itibarıyla değil, fakat aynı zamanda bu devlet 
adamının göstermiş olduğu taşkın yurtseverlik dolayısıyla o öğleden 
sonrasının hatırası hafızamda çok canlı bir şekilde yaşamaktadır.”

*

“Mustafa Kemal'in en bilgili olduğu taraflardan birisi, Türklerin Orta 
Asya'dan batıya doğru ilerleyişlerini, etnografik haritalar ve belgeler 
üzerinde takip ve izah etmesidir. Bana akşama kadar kütüphanesinde belgeler 
göstererek bilgi verirken inandım ki, onun kadar vecd ve heyecanla davasına 
sarılan bir insan tarihte az görülebilir.”

*

“Bu ne muhteşem bir akşam sohbeti idi… Asırlardan aşağıya doğru ne kartalca 
bir süzülüş ve nasıl bir kartal!”

*

“Gazi ilk görüşmesinde daima Türkçe konuşmak adetindedir. Fakat 
yaptığınız konuşmanın herhangi bir noktası dikkatinizi çekerse, gayet 
mükemmel Fransızcası ile size mukabele eder. Mükemmel bir Fransızca ile 
konuşmasını dinlemenin benim üzerimde ne kadar derin bir hayret hasıl etmiş 
olduğu tasavvur olunabilir.”

*

“Gazi ile yapmış olduğum konuşmalardan biri Yalova'da cereyan etti. Kemal 
orada, Marmara Denizi sahilinde, çok sade bir köşkte oturmaktadır. Bu köşk 
de Ankara'daki gibi ultra modern stilde, fakat ondan çok daha küçük mikyasta 
olup, büyük ve yaşlı ağaçların yanına, sahile yapılmıştır. Köşkün 
yanında ve kumsalda, Sultanların harplerde kullandıkları XVII. yüzyılın 
işlemeli ipekten iki büyük çadırı kurulmuş bulunuyordu. Bu çadırlardan 
birinde oturduk; nefis Türk kahveleri içerek konuştuk.”

*

“Mustafa Kemal'in din bahislerinden hoşlanmadığı söylenirdi, halbuki, benimle 
bu konuya dair gayet serbest ve uzun uzadıya konuştu. Ben hayatımda onun kadar 
hakkaniyetle düşünen bir zatla konuşmadım.”

*

“Bütün Türkler kendi kendilerine okuyup anlayabilsinler diye Kur'an gibi 
büyük bir kitabın kapılarını ardına kadar açmak maksadını beslemiş olan 
Türk Cumhurreisi gibi bir devlet adamına bir şey söylemeye kimin hakkı 
vardır? Şüphesiz ki hiçbir kimsenin.”

*

“Fevzi Paşa, 22 gün 22 gece fasılasız devam eden Sakarya Savaşı boyunca bir tek 
defa bile namazını ihmal etmemiş ve daima barıştan yana olan Tann'ya dualarını 
sürdürmüştü, bu ağırbaşlı cesur komutan, askerlerinin moralini yükseltmek 
için mevziden mevziye dolaşarak, erlerine Kuran'dan parçalar okumuştu. Aynı 
derece soğukkanlı ve savaşta bir an bile cesaret ve azmini kaybetmemiş olan 
İsmet Paşa da Fevzi Paşa gibi dinine yürekten bağlı bir müslümandı. Bu iki 
dindar komutan, Mustafa Kemal'in en yakın iki generaliydi.”

*

“Muharebe meydanlarında eski düşmanı olan Yunanlara karşı kazanmış olduğu 
zaferleri canlandırmaktansa, Yunanistan'la dostça münasebette bulundu. 
Avrupa'da bu kadar büyük feraset eseri göstermiş olan bir tek devlet adamı 
var mıdır?”

*

“Devlet adamı kalitesi barizdir.”

*

“Hususi hayatı onun kadar iftiraya hedef olmuş bir başka kimse yoktur. Türkiye 
Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk kadar, hakkında dedikodu, yalan ve uydurma haber 
çıkarılan bir başka lidere rastlamadığımı itiraf etmeliyim. Ortaya atılan 
iddiaların hepsi, haset ve kıskançların yalanlarıdır.”

*

“Mustafa Kemal, ismi harp tarihine geçen en parlak stratejisttir.”

*

“Gazi bana Anafartalar Muharebesi'nin hikayesini kütüphanesinde anlattı. 
Krokiyle anlatıyordu, krokileri çizmek için zaman zaman hikayeye ara 
veriyordu, zaman zaman esprilerle süslüyordu.”

*

“Onun anlatma kabiliyeti, kuvvetli tarihçilerden pek azında bulunabilecek bir 
meziyetti.”

*

“Fikirlerine iştirak etmediğiniz zaman, bu ayrılığınızın yalnız sebeplerini 
sormuyor; aynı zamanda o sebeplerin esaslarını da araştırıyordu. Sizi, 
kendisinden başka türlü düşündüren şeyi öğrenmek istiyordu.”

*

“Ben hayatımda ondan daha doğru düşünen bir insan ile konuşmadım.”

*

Bu “hayranlık” dolu sözler kime ait biliyor musunuz?
1932-33 arasında Ankara'da görev yapan Amerikan Büyükelçisi Charles Sherrill'e 
ait!

*

Generaldi. Ulusal muhafızlar komutanıydı. Diplomat oldu. ABD Başkanı Hoover'ın 
yakın dostuydu. Arjantin'den sonra, Türkiye büyükelçisi oldu. Elçi olmadan önce 
defalarca İstanbul'a gelmiş, 1923'ten itibaren Türk devrimini gözlemlemişti. 
ABD'ye döner dönmez, 1934'te, yukarıda bazı alıntılar yaptığım Atatürk 
biyografisini yazdı. ABD, İngiltere ve Fransa'da yayınlattı. Genç Türkiye 
Cumhuriyeti'nin gönüllü tanıtım elçisi oldu, uluslararası platformlarda ve 
Amerikan üniversitelerinde konferanslar verdi, Atatürk'ü ve Türk Devrimi'ni 
anlattı, Amerikan gazetelerine Türkiye'yi öven makaleler yazdı.

*

Ya şimdi?

*

Aynı ABD büyükelçiliği, Türkiye'den vize başvurularını süresiz durdurdu.

*

“İlk” cumhurbaşkanımız bizzat ABD tarafından “asrın yegane dahisi” olarak 
nitelendirilirken, “Avrupa'nın en kaliteli devlet adamı” olarak 
nitelendirilirken, “akıl, mantık, hakkaniyetle hareket eden, tarihin en parlak 
stratejisti” olarak nitelendirilirken, devrimleriyle ışıl ışıl parlayan Türkiye 
Cumhuriyeti, ABD'nin gözlerini kamaştırırken…
“Son” cumhurbaşkanımız döneminde, Türkiye maalesef Suriye, İran, Yemen, Somali, 
Libya, Kuzey Kore'yle aynı kefeye konuldu.

*

İtibardan tasarruf olmaz falan diyen arkadaşların acilen aklını başına 
toplamasında fayda vardır.
Atatürk yoksa…
İtibarı filan boşver, Türkiye'nin beş kuruşluk değeri yoktur!

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol