Allah ile aldatmanın arapça faslından bir aldatma türüdür. Belli sıkıştılar. Sarayı beyefendinin başına dert oldu. Batıda çıkan yazılar var mesela. Biri 'Atatürk'ü o saraya gömmek için yaptılar' diyor. Atatürk Orman Çiftliği... Yani deniyor ki, 'Ey Mustafa Kemal sen tarih yaptın. Yedi düvele kafa tutup, işgali kaldırdın, İslam aydınlanmasının önünü açtın. On, on iki yıl gibi kısa bir sürede akıl almaz tarihi değişimlere imza attın. Ama gittin o Çankaya'da küçücük bir konut, bağevi kurdun. Şimdi biz seni köşkünle birlikte gömeceğiz. 2 bin odalı bir sarayın altında gömeceğiz. Nerede? Senin millete tarımı, hayvancılığı, ziraatı öğretmek için kurduğun sonra da yine millete bırakıp çekip gittiğin yerde bunu özellikle yapacağız.'

Hayır aynen budur yaşanan. Millet kendini aldatmasın. Benim Habertürk'ten ayrılmama neden olan üç yazı vardı. Onlardan birinde yaşananları bir maç olarak ele almıştım. Bunu bir maç olarak düşünün. Boks'ta bir sonuç vardır nakavt denir. Şimdi siz 14 raundun tamamında puan toplarsınız son raunda gelinir işte ondan bir kroşe, bir sert darbe alırsınız işte o an bitti. Noldu sizin o sayılarınız. Hala ben bunu geçerli sayıyorum. Görünüşe göre Atatürk, aydınlanma, cumhuriyet değerleri sayıyla kaybetmiş ama nakavt ihtimali her zaman var. Tarihin diyalektiği son raundda bir vurur ve aldığınız sayılar hiçbir işe yaramaz. Bunun hala geçerli olduğunu düşünüyorum.

Sadece bu da değil. Ayrıca nihai hedefin Anıtkabir'in dümdüz edilip imara açılmasıdır da demiştim. Hedef budur. Hala hedefleri bu. Söyleyemez kimse bunu. Özellikle birini söyleyemem ama zihniyet diyorum.