'AĞZINIZ BİR KARIŞ AÇIK KALACAK'

" Okuduğunuzda sizin de ağzınızın bir karış açık kalacağına inanıyorum...."

24 Haziran 2016 Cuma 00:50
'AĞZINIZ BİR KARIŞ AÇIK KALACAK'
Usta Gazeteci Uğur Dündar, son yazısında göçmen faciaları ile gündemden düşmeyen insan kaçakçılığına dair çok önemli bilgileri kamuoyuyla paylaştı.

İşte Sözcü'de ki o yazı:


Önceki gün Ege kıyılarındaki insan kaçakçılığı trafiğini çok iyi bilen biriyle tanıştım.
Adını ve görevini açıklamayacağıma söz verdiğim için rahatlıkla konuştu. AB ile yapılan anlaşmalar gereği şimdilik durmuş gibi görünen, ama her an yeniden başlayabilecek trafikle ilgili tüylerimi ürperten şeyler anlattı.
Söylediklerini okuduğunuzda sizin de ağzınızın bir karış açık kalacağına inanıyorum.
* * *
Sığınmacılar kendilerini Ege adalarına geçirme sözü verip, paralarını aldıktan sonra, gece karanlığında bizim kıyılara bırakıp kaçanlara karşı, yeni yöntemler geliştirmişler. Artık karşıya geçilip oradan “Evet şu anda (….) adasındayız” mesajı gelmeden, kaçakçılara para verilmiyormuş! Bunun için de tıpkı bankalardaki kiralık kasalara benzer, çift anahtarla açılan emanet yerleri kullanılıyormuş!
Örneğin İzmir'den Sakız adasına 100 sığınmacı geçirilecek ve kişi başına biner dolar alınacak! Kaçaklar toplanan parayı güvendikleri bir adamlarına teslim ediyor, o da insan ticareti simsarıyla birlikte, Basmane'deki bir otelin içinde bulunan “emniyetli” yere geliyor. Kasa çift anahtarla açıldıktan sonra para içine bırakılıyor. Kaçaklardan “geçtik” mesajı gelince, bu iki kişi yeniden buluşuyor ve kasa yine çift anahtarla açıldıktan sonra, paralar simsara teslim ediliyor!..
* * *
Peki Deniz Polisi ya da Sahil Güvenlik bunları kaçarken yakaladığında nasıl bir işlem yapılıyor?
Yasa gereği para cezası kesiliyor ama, tahsil edilemiyor! Ellerinde hükümetçe verilmiş serbest dolaşım belgesi bulunan sığınmacılara yapılabilen tek işlem, İzmir'e giden otobüslere bindirip Basmane'ye, yani geldikleri toplanma yerine geri göndermek! Sonrası ise kelimenin tam anlamıyla trajikomik. Çünkü Çeşme'den hareket eden otobüs, gişelere gelmeden duruyor ve aynı kişiler bir başka araçla tekrar Çeşme sahillerine dönüyor!..
* * *
Alın size garip ama gerçek bir başka uygulama: Sahil Güvenlik teknesi, bir iskele üzerinde kendilerini kaçıracak botun gelmesini bekleyen 100 civarında sığınmacı belirledi diyelim. Görevliler ne yapabilir? Hiçbir şey!.. Gerçekten hiçbir şey yapamıyorlar! “Çünkü serbest dolaşım belgemizle burada denize girmeye geldik” dediklerinde elleri kolları bağlanıyor!..
Sahil Güvenlik ve Deniz Polisi, ancak onları kaçarken suçüstü yakaladığında gözaltına alabiliyor.
Peki aldıktan sonra ne yapıyor?
Söyleyeceğim ama, lütfen gülmeyin!
Çeşme'yi İzmir'e bağlayan otoyoldaki gişelerde otobüsten inip geri dönmelerini ve yeniden kaçma girişiminde bulunurken, bir kez daha yakalamayı bekliyor!..
Hatta konuştuğum kişi, Sahil Güvenlik'te görevli bir astsubayın aynı sığınmacıyı 7 kez kaçarken yakaladığını, artık o kişiyle akraba gibi olduklarını söyledi! İsim bile verdi!
* * *
İnsan kaçakçılığında kullanılan botların bir bölümü daha önce de yazdığım gibi, merdiven altı atölyelerde kaçak üretildiği için ağır yük taşıyamıyor ve deniz dalgalı olduğunda adeta pide gibi açılıyor! Olan da umuda yolculuk yapan zavallılara oluyor. Çünkü kaçakçı, botun motorunu çalıştırdıktan sonra, onlara teslim edip tekneden atlıyor! Sağlam botların çoğu ise çalıntı çıkıyor!
* * *
Polis ve Sahil Güvenlik yasal boşluklara karşın geceli gündüzlü uğraşarak insan kaçakçılığının önüne geçmeye çalışıyor. Özellikle Organize Suçlar Şubesi'nde çalışan polisler, bu uğurda çoğu kez canlarını tehlikeye atıyorlar. Bana bu bilgileri veren kişi, Afgan göçmenlerin çok acımasız olduklarını, silahlı polislere bile saldırmaktan çekinmediklerini söylüyor.
* * *
Henüz kundaktaki bebelerin, hamile kadınların, çocuk, hasta ve yaşlıların gözlerimizin önünde yaşamlarını yitirdikleri bu korkunç ticaretin bir tek kazananı var: İnsan kaçakçıları…
Onların da ayakçıları değil, ağaları!..
Örneğin bu ağaların en ünlüsü, “ah”lı paralarla kurduğu oteller zincirine, sık sık yeni halkalar ekliyor!..
Ve ellerini ovuşturarak, hayatların sıfırlandığı bu acımasız trafiğin yeniden başlayacağı günleri bekliyor!

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 24.06.2016 12:38
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Ahmet karatay 2016-06-24 12:53:43

Zaten bu dumenler eskiden beri var ama desifre edilmiyordu fazla nedenide bu denli cok degildi cunku komsuda savas falan yoktu veya bu kadar sikintili degildi bizim ulkemize hic bu kadar siginmaci geldimi hayir ama simdi dunya karisik buda her zaman oldugu gibi mafyasi cetesi guclusu masasi is basinda bu zaten herkesin bildigi birseyler hicte agzim acik kalmadi sadece tebessum ettim.dune kadar mafyalar is adamlari dogan gurubu benzer vs.nerden zengin oldular kimi vergi vermedi kimi devleti arkasina aldi benzer durumlar biri biter biri baslar cocuklugumuzdan beri hep goruruz garip daima gariptir guclu daima gucludur sen bir ara program yapiyordun hemde herkesin taktir ettigi bir gazetecilik anlayislarini overek roportaj yaptigin soguk oluklar veya benzeri yerler o zamanki durumlar neyin nesiydi acaba kimse bas edebiliyormuydu hayir ne hukumet karisabiliyordu ne millet cunku beraber calisilip beraber bosluktan yararlaniyorlardi ve daha neler bu kacak olaylarda bir benzeri