12 Eylül öncesine dönmeyelim de…

30 Haziran 2020 Salı 06:11
12 Eylül öncesine dönmeyelim de…

Sevgili okurlarım, Metin Feyzioğlu'nun korumacısı olan iktidar çok büyük bir hata yapmak üzere…

Baroları ve avukatları bölmek.

Bu, çok tehlikeli bir oyundur ve sonunun nereye varacağını kestirmek öyle kolay bir iş değildir.

12 Eylül öncesi olayları biraz olsun anımsayalım.

Toplum her açıdan ikiye bölünmüştü.

Memurlar, işçiler, öğretmenler ve hatta polisler…

Her kesimin ayrı dernekleri ayrı sendikaları vardı.

Örneğin Pol-Der devrimci polislerin, Pol-Bir ülkücü polislerin sendikası idi.

Töb-Der devrimci öğretmenleri temsil ederdi. Karşısında Ülkü-Bir gibi ülkücü öğretmen sendikaları vardı.

12 Eylül dönemi öncesinde Türkiye'de iki ana akım yer alıyordu:

Devrimciler ve ülkücüler…

Sonra 1980'de 12 Eylül askeri yönetimi geldi, bütün bu derneklerin ve sivil toplum kuruluşlarının üzerinden silindir gibi geçti, ezdi ve yok etti.

★★★

AKP iktidarı şimdi aynı tehlikeli süreci yeniden, hem de adliye çatısı altında hortlatmaya niyetleniyor.

Yeni dandik barolar kurdurarak avukatları bölmek!

Yasa teklifi şu anda hazırlanıyor, yakında Meclis'e sunulacak.

Diyoruz ya…

Amaç Metin'i kurtarmak!

İktidar kesiminden gelen bir yasa teklifi Meclis'te görüşülmeye başlandığı andan itibaren, endişe edilecek hiçbir durum yok!

AKP-MHP ikilisinin oylarıyla yüzde yüz kesinlikle kabul edilecek demektir!

★★★

Bir süre öncesine kadar AKP iktidarının en büyük karşıtlarından biri olan Metin Feyzioğlu son zamanlarda çark etti, 180 derece dönüş sağlayıp iktidarın işbirlikçisi olmayı içine sindirdi.

Onun her isteği, ağzından çıkacak her söz ve istek, bu saatten sonra iktidara verilmiş olan bir talimat olacak…

Zira Türkiye Barolar Birliğini takan ve ciddiye alan pek kimse olmasa bile, bu kuruluş özellikle parasal açıdan son derece güçlü.

Sonsuz parası, Ankara'da sahibi olduğu “Litai” isimli beş yıldızlı görkemli bir oteli, restoranları, malı mülkü vesairesi var.

Paraların hesabı kim, hangi kuruluş tarafından nasıl denetleniyor, en azından ben bilemiyorum.

★★★

Türkiye'deki avukatlarla birlikte baroların da üzerine gitmesi gereken ana konulardan biri işte bu…

Bugüne kadar denetim konusunda ses veren olmadı.

Umarım bundan sonra olur.

★★★

Bu yasa çıktığı takdirde olacakları şimdi bir düşünün…

Metin istiyor diye barolar bölünecek ve yeni barolar kurulacak.

Sonrası örneğin (sadece en büyük baro olan İstanbul'dan örnek vereyim) şöyle gelebilir…

Devrimci İstanbul Barosu.

Muhafazakâr İstanbul Barosu.

Çağdaş İstanbul Barosu.

Ülkücü İstanbul Barosu…

Yenilikçi Baro…

Öz Baromuz…

Hakiki avukatlar topluluğu Barosu.

Aynen 12 Eylül öncesindeki bölünmelerde olduğu gibi!

★★★

Unutmayalım, daha birkaç yıl öncesine kadar Fetö'nün de bu konuda düşünceleri vardı.

Fetö düzeni değiştirip bütün illerde kendi barolarını kurmak istiyordu.

Ortam uygun olmadığı için bu niyetini açığa vuramadı.

Şimdi Metin Feyzioğlu da aynı şeyi istiyor!

Açıkça söyleyemiyor ama isteği aynı.

Bunu niçin istediğine kısaca bakalım…

-Zira Türkiye Barolar Birliği Başkanlığında büyük yanlışlar yaptı, gelgitlere kapıldı ve çok yıprandı. Bu yıl yapılacak olan genel kurulda kaybedeceği kesin.

-AKP iktidarını hukuk ve yargı açısından eleştirirken birdenbire keskin bir dönüş yaptı ve iktidara sığındı.

-Bu dönüşün, yoldan bu sapmanın nedeni bilinmiyor. Bilinen tek şey, iktidar kurtarma motoru görevini hemen yerine getirip işe el atmazsa, Metin ilk genel kurulda gidici.

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi iktidara sormalı…

Sırf size sığındı diye Metin'i kurtarmak için bunca zahmete, adaleti ve yargıyı böylesine germeye, kuralları altüst etmeye, on binlerce avukatı rencide etmeye acaba değer miydi?

Kim bilir, belki de değerdi!

Değse de değmese de, 12 Eylül öncesinin acı tecrübelerini yine yaşamayalım da…

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 30.06.2020 06:18
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol