Ancak anlatılanlar bileziklerin de kuyumcularda satılan normal bilezik olmadığını gösteriyor. Altın piyasası aktörleri Zarrab’ın İran’a altın ihracatı yapmak için gerekli altını daha önce olduğu gibi önceki partnerlerinden külçe olarak temin ettiğini ancak ihraç ederken küçük değişiklikler yaparak bilezik gibi gösterdiğini öne sürüyor. Önemli bir iddia da altının bilezik gibi gösterilmek için yarımşar kiloluk bilezikler şeklinde gönderildiği, İran’da bu bileziklerin eritilip külçe haline getirildiği yönünde. Rakamlar da bu iddiayı doğrular nitelikte.

 

Çünkü 2014’te gerçekleştirilen 25 bin 121 kilogram mücevher eğer bilezik ise Türkiye’de günde 69 kilo bilezik yapılması gerekiyor. Bu ise günlük 100 kilo bilezik üreten Kapalıçarşı üreticilerinin biraz fazla mesai yapmalarını sağlamalıydı. Oysa esnafa göre Kapalıçarşı’da böylesi bir hareket gözlenmiyor. Bu durumun piyasada bilezik kıtlığı yaratıp fiyatları yukarı çekmesi gerekiyordu. Oysa bilezik fiyatları uluslararası piyasalarda belirlenen ons fiyatına paralel gitti.

 

ZARRAB 40 MİLYON LİRA KDV İADESİ ALABİLİR

Habertürk'ün haberine göre; Zarrab’ın İran’a yaptığı ihracatın bir başka yönü ihracat KDV iadesini alıp almadığı. Külçe altının KDV’Si olmadığı için KDV iadesi de alınmıyor. Ancak eğer ihracat yarımşar kiloluk bilezik şeklinde yapılıyorsa o zaman ihracatı yapan şirket külçe üzerine uygulanan işçiliğin KDV iadesini Maliye’den ister. Bu durumda örneğin 100 dolarlık bilezik ihraç eden şirket bu tutarın 10 dolarını işçilik olarak gösterip devletten 1.8 lira KDV iadesi ister.

Zarrab’ın şirketi ise 848 milyon dolarlık (2.2 milyar lira) ihracatın yüzde 10’unu işçilik olarak gösterip 40 milyon lira KDV iadesi talep edebilir. Şirketin ise altın sektöründeki ortalama kârlılık düzeyine göre yüzde 5 kâr marjı ile 113 milyon lira kâr etmesi bunun sonucunda 22.6 milyon lira Kurumlar Vergisi ödemesi gerekiyor. Ancak bu kazanç Zarrab’ın şirketini vergi rakortmenleri arasına sokmaya yetmez.