Bakan Taner Yıldız, Ericsson Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Richard Carter ve yardımcılarını bakanlıktaki kabulünde gazetecileri doğalgazla ilgili sorularını cevapladı.

    

Özellikle Mısır ve Suriye içerisine alındığında Türkiye'nin,  bölgesindeki siyasi gelişmelerin olumuz bir seyir içerisinde izliyor olmasının ham petrol fiyatlarında ciddi artışa sebep olduğuna işaret eden Bakan Yıldız, "3 Temmuz'dan bu yana başka etkiler de dahil ham petrol 103 dolardan 110-111dolarlar seviyesinde. Bu tabii ki bizim girdilerimizi olumsuz etkiliyor. Hem doğalgazla alakala hem petrol ve ürünleriyle alakalı bütün girdilerimizde maliyet artısına sebep oluyor. Bunu önceden tahmin ediyorduk. Hatta Suriye'deki dünden bugüne olan gelişmeler daha da olumsuz tahrik edecek. Önemli olan bu girdileri minimize etmek, olumsuz tesirlerini giderebilir olmak. Asıl enerji streteji ve politikaları burada devreye gidiyor. Türkiye özellikle AB'deki 28 ülke ile beraber doğalgazı en ucuz olan ülke değil. Ama vatandaşına sanayicisine en ucuz satan ülkedir. Elektrikle de alakalı benzer durumlar söz konusudur. Türkiye yerli kaynaklarıyla beraber geliştirdiği bütün yapıyı vatandaşının lehine kullanmaktadır. Döviz fiyatlarındaki artış özellikle açık pozisyonda olan enerji sektörünü olumsuz etkilemekte. Bütün bunlarla beraber biz Eylül ayı içerisinde vatandaşımızın sanayicimizin kullanacağı doğalgaza bir zam yapmayı düşünmüyoruz. Bütün bu girdileri HES'leri rüzgar, güne, su gibi kaynaklarımızla beraber içinde absorbe etmeyi, eritmeyi planlıyoruz. Maliyetlere rağmen yaptığımız çalışmalarla bunu herhangi bir fiyat artışı yapmamak için şu anda direniyoruz." açıklamasını yaptı.

  

"VİCDANI TETİKLEYEN SADECE KİMYASAL SİLAH MI?"

Bakan Taner Yıldız, Suriye'ye bir iki hafta içinde müdahale olabileceği ve bu konuda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Gerekirse tezkere çıkartırız." sözlerine muhalefetin getirdiği eleştiriler için de şunları söyledi: "Kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığı tartışılıyor. Bu kadar açık ayan beyan olan bir konu tartışılıyor. Kimyasal silah kullanıldığı son derece kesin. Ama kimyasal silah kullanılmadan 100 bin kişi öldü. Bunlar sayılmayacak mı, bunlar ölen insanların içerisinde katliamın zulmün tarafı sayılmayacak mı? Yani kimyasal silah kullanılmasıyla beraber burada insanlık uyanmaya başladı. Vicdanı tetikleyen sadece kimyasal silah mı? O açıdan insanlığın uyanışı için ille kimyasal bir gerekçenin değil aynı zamanda fiziksel gerekçelerin de çoktan oluştuğunu söylememiz lazım. Bununla alaka hiçbir ülkenin de kayıtsız kalması söz konusu olmaz."