'Yiyecek Ekmek Bulamayacağız'

Ekonomist Çetin Ünsalan, gerek dolardaki yükseliş gerekse zamlar dolayısıyla sıkıntılı günler geçiren Türk ekonomisi için çok daha karamsar bir tablo çizdi.

08 Ağustos 2018 Çarşamba 00:58

İşte Ünsalan'ın çarpıcı analizi...


Türkiye’de iğneden ipliğe her şeye zam gelmeye başladı. Sokaktaki gıdadan giyeceğe, evdeki doğalgazdan elektriğe kadar her kaleme... Bir tarafta eriyen maaşlar öte tarafta önü alınamaz bir yoksullaşma...

Fakat ne yazık ki en kötüsü bu değil. Enflasyon rakamları açıklandı biliyorsunuz. Yüzde 16’ya yaklaşan bir resmi rakamla karşı karşıyayız. Oysa biliyoruz ki bu oran çok daha yüksek. Muhtemelen de önümüzdeki dönemde yükselmeye devam edecek.

Zaten Merkez Bankası’nın bile hedefini yüzde 80’ye yakın yükseltmiş olması bunun en açık kanıtı. Yani vatandaş çok daha zorlu bir sürece giriyor. Muhtemelen bir çok insan, bugüne oranla daha çok geçinemediğinden yakınacak.

Şüphesiz en kötüsü bu değil. Şayet bir geliriniz varsa, bunu giderlerinize yetiştirip, yetiştirememek önemli bir problem başlığını oluşturuyor. Peki ya geliriniz ortadan kaybolduysa...

İktidar 100 günlük planlar açıklarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yastık altındaki döviz ve altınları çıkartma çağrısı yaptı ama enflasyondaki tehlikeyi görmezden geldi. Üretici enflasyonu, yine resmi rakamlara göre yüzde 25...

Yani resmi açıklamayı bile dikkate alsanız, arada 10 puana yakın bir fark söz konusu... Bunun iki anlamı var. Birincisi önümüzdeki süreçte daha büyük zamlara hazırlıklı olun. Çünkü üretim maliyetleri artık karşılanamaz ve sermayeyi eritir boyuta ulaştı.

Yine bu alt dilimde dikkat edilmesi gereken bir başlık, henüz yapılan enerji, ekmek gibi zamların, 5 TL’yi aşan dolar maliyetinin enflasyon rakamlarına yansımadığı meselesi. Dolar düştü diyelim. Bu fark mutlaka maliyetlendirme olarak ya fiyatlara yansıyacak ya da erime hızlanacak.

Ne yazık ki benim tahminim tüketici fiyatlarına yansıdığının çok ötesinde bir sermaye erimesinin baş göstereceği... Yapılan ara zamlar bize ağır gelse de, bu sürekli maliyetleri artan üreticinin ayakta kalmasına yetmeyecek.

Borç ödemeleri, iç piyasadaki tıkanıklık, dış pazarlardaki kazançsızlık üzerine gelen vade talepleri, Türkiye’de istihdam yaratan kesimi daha da zorlayacaktır. Bu nedenle hayat pahalılığından yakınırken, işsiz kalma riskini göz ardı etmemenizi öneririm.

İşsizlikteki resmi rakamlara bile yansıyacak olan artışlar, tüketici cephesinde ekonomik geçim, alım gücü, borçlarını ödeme gibi başlıkları tahmin ettiğinizden daha fazla zorlama riski içeriyor.

Yani bırakın yastık altındaki altını veya dövizi, insanlar yiyecek ekmek bulmakta bir olanak sağlarsa ne mutlu... Elbette bu da tıkanma noktasına kadar daha az hak arayan, daha çok susan, ama buna rağmen geçinemeyen insanlar yaratacak.

Tüketici haklarının savunulmasına gelince... Belki de son 30 yılın en zor mücadele dönemi başlıyor. Çünkü arkada hak arayan sayısı hızla azalacak.

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol