17 Mayıs 2013’te ABD’de yazar Fathali M. Moghaddam tarafından İngilizcesi Emine Erdoğan’a hediye edilen kitabın Türkçesi çıktı.

335 sayfalık kitabı, sizlere bir güzellik ve kolaylık yaparak, 2 sayfada özetlemek istiyorum.

“Diktatörlüğün Psikolojisi” adlı kitapta diktatörlük şöyle tanımlanıyor:

“, özgür ve adil olmayan seçimlerle başa geçmiş tek bir kişinin ya da hizipleşmiş bir grubun topluma hükmetmesi, emrindeki güvenlik güçlerini kullanarak politik muhaliflerini bastırması ve özgür seçimler yoluyla iktidardan indirilememesi durumudur.

Diktatörlüklerde bağımsız yasama ve yargıdan söz edilemeyeceği gibi, geçerli olan kanunlar toplumsal isteklere kulak tıkayarak diktatörün ya da hizipleşmiş gurubun ölçüsüz isteklerine kulak verir.

Eğitim sistemi, basın, haberleşme ve bilişim sistemleri üzerinde eşi görülmemiş bir kontrol hatta sansür olduğu gibi, toplumun hareketleri de kontrol altında tutulur.”(s.26)

*

“Diktatörlük kurmak, yaşatmak veya sınırlarını genişletmek için ‘dış tehdit’ algısının abartılarak kullanılmasının tarihi çok eskilere gider. 

Toplumun geneline ‘Tehlikeli bir düşman kapımıza dayandı! Bize saldırmak ve yok etmek istiyor! Evlerimizde eli kolu bağlı halde oturamayız!’ mesajı verilir. (…)

Tüm diktatörler içerideki muhalefeti ezmeyi, temel hak ve hürriyetlere son vermeyi denerler.” (s.97-102)

*

“Müstakbel diktatör, toplumun derinlerine kök salmış olan birtakım kurumlarda kendisine doğal yandaşlar bulur. Söz konusu kurumlar arasında kilise (ya da cami) ve ordu başı çekmekle birlikte, iş dünyasının önde gelen kuruluşları da ilk ikisinden geri kalmazlar. (…)
Diktatörlüklerde ‘ortak anlam yaratma’ ve ‘kurgulanmış sosyal gerçeklik’ söz konusudur. (…)

Diktatörün halkı hizaya sokmak ve boyun eğdirmek için ortaya koymaktan çekinmediği merhametsizlikle birleştiğinde, Yüce Diktatör’ün ideolojik çizgisine mutlak bağlılığın bu iki yönlü eylemi, diktatörlüğün kendine has özelliğidir.”(s.121-122)

*

“Diktatörlüklerde… rüşvet ve komisyon, iş yaşamının artık normal karşılanan unsurları haline gelirler. Ülke içindeki eleştiriler hapis ya da ölümle cezalandırılırken, ülke dışından kaynaklanan eleştiriler kültürel anlayışsızlık olarak geçiştirilir.”(s.170)

*

“Toplumda azami riayet ve sadakat (biat-HC) sağlamak için diktatörler kaba güç kullanırlar. (…) Diktatörlüklerde muhalefeti ezmek amacıyla kaba güç kullanılması adettendir.”(s.191)

*

“Riayet ve sadakat (biat-HC), özellikle diktatörlüklerde, iktidardaki elit arasında titizlikle güçlendirilmiştir. İktidar koltuğunda oturanlar arasındaki bu kaynaşma, gücü elinde tutan elitin toplumun geri kalanı üzerinde iradesini kullanmasına olanak tanır.

Diktatörlüklerde kol gezen korku, kimin ne zaman kurban olacağının belli olmamasıyla tırmandırılır.

Rejim tarafından körüklenen dedikodular kulaktan kulağa fısıldanır; isyana yeltenenleri nasıl korkunç bir intikamın beklediğini fısıldar bu dedikodular.”(s.197)

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol