Cuma günü geldiğinde sosyal medya üzerinde bir “Hayırlı Cumalar” faslı sürüp gidiyor. Herkes birbirine; “nasılsın?”, “bir şeye ihtiyacın var mı?” sorusunu sormadan “hayırlar” diliyor, Cuma gününe kutsallık atfediyor. Uzun zamandır bu konuda yazmak istiyordum, kısmet bu güneymiş. Öncelikle bakalım Cuma’nın anlamı neymiş:
Cuma’nın anlamı, benim anladığım kadarıyla; toplanmak, bir araya gelmek demektir. Bir diğer anlamı ise Cuma toplanması küçük konferans, Kâbe’de toplanma/ hac ise büyük konferanstır.
Cuma’nın hayrı yine benim anladığım kadarıyla namazı camide kılmakta değil, camide toplanmakta; bir araya gelip dertleri ve sevinçleri paylaşıp, kaynaşmakta, bir insanın derdine çare olmakta, borçlu olanın borcunu ödemesine yardım etmekte, bankalara esir düşmesine izin vermemekte yatmaktadır. Cuma’nın hayrı, komşusu aç yatarken, tok yatmamakta, o ağlarken gülmemekte yatmaktadır. Cuma’nın hayrı işsize iş, evsize ev, eşsize eş, aşsıza aş, hastaya şifa bulmakta yatmaktadır. Cuma’nın hayrı güler yüz de tatlı dil de yatmaktadır. Cuma’nın hayrı her türlü canlıya sahip çıkmakta yatmaktadır. Kısaca Cuma’nın hayrı, insanca yaşamakta ve yaşatmakta yatmaktadır. Yoksa içi doldurulamamış boş dileklerle Cuma’nın hayrı yerine getirilemez. 
Cuma gününün kutsallığına gelince; Allah’ın her günü kutsaldır. Ancak bana göre Cuma’nın kutsallığı, insana hizmet edilmesinde yatmaktadır. İçi takva/kötülükten korunma/erdemlilik ile doldurulmuş her gün kutsaldır. Cuma gününde salt namazı camide kılıp, hutbeyi dinleyip, cemaat ile doğru dürüst selamlaşmadan, konuşup dertleşmeden, derdi, kederi paylaşmadan dağılmak, Allah’ın işaret ettiği amacı es geçmek anlamına gelmektedir. Hal böyle olunca da “Cuma’nın hayrı” hayra dönüşmemektedir. Oysaki asıl amaç, Cuma günleri konu komşu, esnaf, kim varsa bir araya gelip bir mazlumun derdine çare bulmaktır. İnsanın sıkıntısının farkına varmaktır…
Örnek; Bir vatandaşın sıkıntısını gidermek, ona borç vermek, bu kişinin bankaların (küresel sermayenin) eline düşüp, faiz sarmalında boğulmasını önlemek, Cuma’nın hayrına uygun düşen bir davranıştır. Keza bir işsize iş bulmak, onun yanlış yollara sapmasına engel olmaktır.
Allah’ın, Cuma günleri, öğle namazını evler de değil de mescitlerde kılınmasını istemesinin anlamı budur. Esasında Cuma namazını camilerde kılmak diye bir zorunluluk da yoktur. Cami’ nin dışında evlerde, iş yerlerinde nerede olursa olsun cemaat oluşturup topluca namaz kılmak, şükretmek ve hayırlarda yarışmak mümkündür. Allah’ın yeryüzünde her yer Cuma’dır; toplanma, paylaşma yeridir. Yoksa Allah sizin namazlarınızı nerede kıldığınızla ilgilenmez. 
Son söz; Toplanmanın hayra ve yardıma yönelik bir amacı yoksa Cuma’nın da bir hayrı ve anlamı yoktur. “Hayırlı Cumalar” dilemek elbette güzel bir davranış şeklidir ancak, gereğini yerine getirmeden bol keseden savrulan içi boş dileklerin kimseye bir yararı bulunmamaktadır. 
Her günümüzün hayırlı olması, hayırlarla dolması dileğiyle…
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol